Matrakçı Nasuh’un Minyatürler Âlemi

Matrakçı Nasuh Minyatürleri

Matrakçı Nasuh Osmanlı İmparatorluğu’nda 16. yüzyılda yaşamış Boşnak asıllı bir devlet adamı. Matematik ve tarih konularında kitaplar yazmış bir hezârfen [1] olan Nasuh’un ismi tarihi kayıtlarda coğrafyacı, haritacı, minyatürcü, kılıç ustası, ressam ve hattat olarak da anılıyor.

Ailesinin Saraybosna’lı olduğu, Müslüman olmasına rağmen İstanbul’a getirilerek Devşirme sisteminden geçtiği, Topkapı Sarayı’nın Enderûn öğretmenlerinden olduğu da öğrendiğimiz bilgiler arasında. “Matrakçı”nın asıl ismi olmadığını, bir tür savaş oyunu olan “matrak” oyunundaki başarılarına istinaden bu ismi aldığını da belirtelim. Nasuh, silah kullanma yeteneğinden dolayı bazı kaynaklarda “Nasuh el-Silâhî” adıyla da anılıyor.

Matrakçı Nasuh Minyatür Galata İstanbul
İstanbul Minyatürü Detay

Matrakçı Nasuh’un Eserleri

Matrakçı Nasuh’un ilk eserleri, Matematik ve geometri konularında yaptığı uzun çalışmalardan sonra tamamladığı ve Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l-Hisâb adıyla kitaplaştırdığı çalışmalardır. Matrakçı, temel matematik konularının, kesirlerin ve ölçülerin konu edildiği bu eserini Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’e adamıştır.

Daha sonra bu eserini genişleterek “Umdetü’l-Hisâb” adıyla Kanuni Sultan Süleyman’a sunan Nasuh, Kanunî döneminde de saraya hizmetlerini sunmaya devam eder. Padişahın isteğiyle, 9. yüzyılda yaşamış İranlı bir tarihçi olan Ebu Cafer Taberî’nin ünlü İslâm tarihini “Mecma’üt-Tevârîh” adıyla Arapçadan Türkçeye çevirir. Bu tercümenin ardı sıra, Taberî’nin eserinin bittiği yerden devam ederek İslam tarihini, Selçuklu tarihini ve kendi zamanına kadar uzanan Osmanlı tarihini kaleme alır.

Ayrıca aynı dönemde silahşorlukla ilgili Tuhfetü’l-guzât adlı bir eser yazdığı da kaydediliyor.

Matrakçı Kafes Çarpımı
Matrakçı Kafes Çarpımı

Matrakçı Nasuh’un Matematik Alanında Yaptığı Çalışmalar

Matrakçı Nasuh, matemetik alanında yaptığı çalışmalarla, uzunluk ölçülerini gösteren cetveller düzenleyerek bu konuda kendinden sonra gelen bilim adamlarına önemli katkılar sunmuştur. Matematiğe ilişkin ilk iki eseri olan Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l-Hisâb’ın ardından hazırladığı Umdetü’l-Hisâb (Hesapların İlkesi) adlı eseri hesaplamada birçok yeni bilgiler içermektedir.

Rakam ve işaret anlatımları ile başlayarak, dört işlem ve denklemler, ölçü birimleri ve miras gibi detaylı işlem gerektiren konularda verdiği bilgiler bu eserlerin geniş kitlelere hitap etmesini sağlamış ve uzun süre matematik ilmiyle uğraşanların el kitabı olmuştur.

Osmanlı Devleti Maliye kayıtlarının herkesçe okunabilmesini olanaksız kılan bir yöntemle yazıldığı biliniyor. Nasuh’un bu eserleri, Divan rakamları denen bu şifreli kayıtları Divan kâtiplerine öğretme amacını da taşımaktadır.

Nasuh’un matematik üzerine yaptığı diğer bir ilginç çalışmaya yine Umdetu’l-Hisab isimli eserinde rastlıyoruz. Kafes Çarpımı (Lattice Multiplication) adı verilen bu algoritmasında Nasuh, çarpma işlemi sırasında kafes benzeri bir sayı tablosu kullanır. Bu çarpma metodu o yılların Topkapı Sarayı Enderun’unda matematik eğitiminin parçası olarak okutulmuştur.

Matrakçı Nasuh Minyatür Tebriz
Tebriz Minyatürü

Matrak Oyunu

Matrak Oyunu
Minyatür: Sultanahmet Meydanı’nda Matrak Oyunu Sahnesi

Matrak Ne Demek?
Matrak kelimesinin anlamını sözlüklerde araştırdım. Etimoloji sözlüğünde Arapça (trk köküyle) mitrak'tan geldiği belirtilmiş. TDK sözlüğünde ise matrak kelimesinin anlamı, "Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek." olarak tarif edilmiş. Sözlükteki diğer anlamı günümüzde sıklıkla kullanılan "Eğlenceli, gülünç, hoş" olarak geçiyor. 

Evliya Çelebi’ye göre matrak oyununda kullanılan sopanın (matrak) yapımı için genellikle şimşir ağacı kullanılır, cilalanan sopa ucundaki topuz yumuşak kalacak şekilde deri ile kaplanırdı. Matrakbaz olarak adlandırılan oyuncular ellerine birer matrak alarak diğer ellerinde kalkan olarak kullandıkları yumuşak bir yastık tutarlardı. Ayrıca kafalarını korumak için birer miğfer giyen oyuncuların amacı, rakibinin kafasına matrak ile dokunmak ve kendisini de darbelerden korumaktı. Oyuncular matrak talimleri ile odaklanma, denge ve hız gibi tekniklerini geliştirerek zamanla ustalaşır, musabakalarda kimi zaman hiç darbe almadan rakiplerini pes ettirerek oyunu kazanırlardı. Evliya Çelebi’nin matrağın ağır olduğunu belirtmesinden bu sporunu yapanların güçlü kol kaslarına sahip olması gerektiğini de anlıyoruz.

Sünnet Düğünü Gösterileri

1530 yılının ağustos ayında Sultan Süleyman’ın şehzadeleri Mustafa, Mehmed ve Selim için Atmeydanı’nda (Sultanahmet Meydanı) görkemli bir sünnet düğünü töreni düzenlenir. Enderûn’da silah öğretmenliği de yapan Matrakçı Nasuh, bu şenliklerdeki gösterilere, içinde topları ve darbezenleri [2] bulunan iki adet hisar yaparak katılır. Gösteri öncesinde tekerlek üzerinde yürütülerek meydanda karşılıklı olarak yerleştirdikleri hisarların içinden öğrencileri ile birlikte, toplar, tüfekler ve matraklarla yaptıkları gösterilerden etkilenen Süleyman, Nasuh’u Üstad ve Reis onursal unvanlarına layık görür.

Matrakçı Nasuh Minyatür Sünnet Düğünü

I. Süleyman ile İran Seferi

Matrakçı Nasuh, 1534 yılında Sultan Süleyman’ın çıktığı ilk İran seferine katılmıştır. Bu seferle birlikte Nasuh, İstanbul’dan Tebriz’e, oradan Bağdat’a ve Bağdat’tan yine Tebriz üzerinden İstanbul’a kadar kaldıkları yerlerin minyatürlerini hazırlayarak kitap haline getirir. Mecmû-ı Menâzil [3] adlı bu eserin konusu, Kanûnî döneminin 1533-1536 yılları arasındaki İran seferidir. Matrakçı Nasuh bu eserinde, güzergâh üzerinde konaklayıp göçtükleri şehirlerin, kalelerin, nehirlerin, tepelerin ve otlakların resimlerini yapmanın yanı sıra, minyatür ve krokilerle bu resimlere menzillerin adlarını da ekleyerek eserini bir “menzilnâme” [4] haline getirmiştir.

Yazının başında sözünü ettiğim makaleden öğrendiğimize göre, Nasuh’un 1537 yılında tamamladığı bu kitap, 88 sayfa metin, 107 sayfa minyatür, 25 minyatürlü metinle birlikte toplam 218 sayfadır. Sayfanın sonunda eklediğim İstanbul, Sivas, Konya, Erzurum, Kayseri, Adana, ve Erzincan minyatürleri bu kitapta yer almaktadır.

Matrakçı Nasuh’un hayatının daha sonraki yılları hakkında bilgi olmamakla beraber kaleme aldığı tarihinin 1561 yılına kadar sürmesi, onun yazarlıkla meşgul olduğuna işaret ediyor. 28 Nisan 1564’te öldüğünde son görevinin Istabl-ı Âmire Kethüdâlığı [5] olduğu tahmin ediliyor.

Matrakçı Nasuh Minyatürleri

Matrakçı Nasuh Minyatür Halep
Halep Minyatürü

Matrakçı Nasuh, matematik ve tarih üzerine yaptığı bilimsel çalışmalarının yanı sıra minyatürleri ile de tanınan bir sanatçı. Eserlerinde, minyatür ve haritayı kendine has bir teknik ile birleştirmesi ve konu edindiği topoğrafyayı kuş bakışı olarak resimlemesi, sanatçının öne çıkan özelliklerinden. Nasuh aynı zamanda minyatürlerindeki öğeleri tepeden değil de, sanki karşıdan görünüyormuş gibi çizer ve kentlerdeki binaların tek tek seçilebilir olmasına özen gösterir. Resimlerinde kuş, tavşan vb gibi hayvanlar gözlenmekle birlikte insanlar nadir olarak belirir. Tüm bu öne çıkan özellikleriyle Matrakçı Nasuh’un eserleri Osmanlı minyatür sanatında daha sonra “Matrakçı tarzı” olarak anılmıştır.

İstanbul Minyatürü

Nasuh Minyatür İstanbul
İstanbul Minyatürü

Matrakçı Nasuh’un İstanbul minyatürü en ünlü ve hassas çizim yaptığı minyatürlerinden biridir. Sayfanın başında atıfta bulunduğum makalede de inceleme konusunu oluşturan bu minyatür-haritada bir tarafta sur içi İstanbul, diğer tarafta ise Galata ve çevresi olmak üzere İstanbul resmedilmiş. Ayrıca resme baktığımızda şehrin Haliç üzerinden Eyüp’e kadar uzandığını da görüyoruz. Matrakçı, bu çiziminde sur içi İstanbul, Haliç, Galata ve Üsküdar’ın küçük bir bölümünde üç yüze yakın önemli yapıyı göstermiş bize.

Nasuh’un Gözünden Osmanlı Anadolu Kentleri Minyatürleri

Matrakçı Nasuh’un minyatürlerine göz gezdirirken, o günlerin zorlu seyahat koşullarını, konakladıkları her menzilde fırçasını ve boyalarını eline alıp çevreyi resmetmesini, o esnada etrafını saranların yaptıklarını anlamaya çalışan bakışlarını ve bütün bunlara rağmen Matrakçı’nın sanatına olan tutkusunu düşünmeden edemiyor insan.

Matrakçı Nasuh Minyatür Sivas
Sivas Minytürü
Matrakçı Nasuh Minyatür Konya
Konya Minyatürü
Matrakçı Nasuh Minyatür Erzurum
Erzurum Minyatürü
Matrakçı Nasuh Minyatür Kayseri
Kayseri Minyatürü
Matrakçı Nasuh Minyatür Adana
Adana Minyatürü
Matrakçı Nasuh Minyatür Erzincan
Erzincan Mamahatun Minyatürü

Eski İstanbul haritaları ilginizi çekiyorsa şu yazımı da okuyabilirsiniz. İstanbul’un En Eski Haritası

Açıklamalar:

1. Hezârfen ya da polimat: Pek çok farklı disiplinde engin bilgiye sahip olan kişi. Özellikle antik dönemin bilim insanlarının çoğu, günümüz standartlarında hezârfen kabul edilir.
2. Darbezen: Mâdeni levhalar üzerine kabartma olarak nakışlar işleyen. Kale döven.
3. Mecmû-ı Menâzil: Tam adı "Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultan Süleyman Han"dır.
4. Menzilnâme: Bir yol üzerinde konaklayacak yerleri ve bu yerler arasındaki uzaklıkları kaydeden eserler menzilnâme adıyla biliniyor. 
5. Istabl-ı Âmire Kethüdâlığı: Saray ahırı amirliği. Osmanlı Devleti'nde padişaha ve saray mensuplarına ait atların barındığı Has Ahır'ın resmî adı Istabl-ı Âmire'dir.
Devletin en üst kademesinde görev yapan sadrazamdan en alt seviyedekine kadar mülkî ve askerî erkândan pek çok görevlinin kethüdâ unvanını taşıyan yardımcısı bulunmaktaydı.  
Paylaş