
Gülibrişim ağacını pek severim. 15, 20 sene önce farkına vardım Gülibrişim’in. Büyükada’nın sokaklarında çok var. Bodrum civarında da görürüm hep mevsim uygunsa. Bu aralar çiçek açtılar. İpeksi pembe çiçekleri, karşılıklı dizilmiş ikili tüysü yaprakları var.
İnce yaprak dokusu, pembe çiçekleri ve estetik formuyla parklarda ve bahçelerde süs bitkisi olarak tercih ediliyor. Hızlı büyümesi, düşük su gereksinimi ve sıcak yaz iklimlerinde güneşe dayanabiliyor olması bu bitkinin diğer olumlu özelliklerinden. Güneşli ve yarı gölgeli ortamları pek seviyorlar.
Gülibrişim Ağacının Hikâyesi

Çiçeğin bilinen orijinal adı bütün kaynaklarda „Albizia julibrissin“ olarak geçiyor. „Julibrissin“ tanıdık gelince biraz araştırdım; okuduklarım ilginç:
Albizzi ailesi, İtalya’nın soylu ailelerinden biri. 14. yy’da bir ara Medici Hanedanı’nı devirip şehir yönetimini ele geçirmiş. Aynı aileden Floransalı doğabilimci Filippo Albizzi 1749’da İstanbul’da gördüğü Gülibrişim’i alıp Floransa’ya götürmüş. Ağacın adı Türkçe „Gülibrişim“ kelimesinden türetilip adamın adıyla birlikte „Albizia Julibrissin“ olmuş.
İngilizce „Persian Silk Tree“, Almanca „Seidenbaum“ ya da „Seidenakazie“; Fransızca ise „Acacia de Constantinople“ ve „Mimosa de Constantinople“ olarak geçiyor.